İçeriğe geç

Gotların menşei ve hayatı kimin eseri ?

Gotların Menşei ve Hayatı Kimin Eseri? – Siyaset Biliminin Işığında Güç, Tarih ve Kimlik

Bir siyaset bilimci olarak insanlık tarihini yalnızca savaşlar ya da hükümet biçimleriyle değil, iktidarın anlatılar üzerindeki etkisiyle anlamaya çalışırım. Tarih dediğimiz şey, çoğu zaman kazananların kaleminden yazılmış bir güç metnidir. “Gotların menşei ve hayatı kimin eseri?” sorusu da bu bağlamda yalnızca bir tarih sorusu değildir; bir iktidar sorusudur. Çünkü geçmişin kimin tarafından, hangi amaçla anlatıldığı, bugünün toplumsal düzenini şekillendiren ideolojik zemini belirler.

Gotların Menşei ve Hayatı: Tarihsel Arka Plan

Gotların menşei ve hayatı” (De origine actibusque Getarum) adlı eser, 6. yüzyılda tarihçi Jordanes tarafından kaleme alınmıştır. Eser, Got kavminin kökenini, göçlerini ve toplumsal yapısını anlatır. Ancak siyaset bilimi açısından bu eser, yalnızca tarihsel bir kronik değil; bir kimlik inşası aracıdır. Jordanes, Gotları barbar değil, Roma’nın kültürel mirasına yakın bir halk olarak sunar. Böylece, tarihsel anlatı aracılığıyla bir tür meşruiyet üretimi yapılır.

Tarih ve İktidar: Anlatının Sahibi Kim?

Tarih yazımı, iktidarın en sessiz ama en kalıcı araçlarından biridir. Jordanes’in Gotları, aslında Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra yeni bir düzenin politik öznesi haline gelir. Bu nedenle “Gotların menşei ve hayatı kimin eseri?” sorusu, yalnızca bir yazarın ismini değil, iktidarın kendi hikâyesini yazma hakkını sorgular. Tarihi kim yazar? Tarihi kim okur? Ve en önemlisi, tarihin kim için yazıldığı kimin elindedir?

İdeoloji ve Kurumsal Hafıza

Jordanes’in metni, modern devletlerin “kurumsal hafızasına” benzer bir işleve sahiptir. Gotların kökenini düzenli, onurlu ve soylu bir çizgide anlatmak, o dönemin siyasal meşruiyetini pekiştirir. Tıpkı bugünün ulus-devletlerinde olduğu gibi, tarihsel anlatı bir tür ideolojik gaytandır; toplumu bir arada tutar ama aynı zamanda dışlayıcı bir sınır çizer. Bu yönüyle Jordanes’in eseri, siyaset bilimi literatüründe “tarihsel hegemonya” kavramına örnek teşkil eder.

Erkeklerin Güç Anlatısı ve Kadınların Toplumsal Hafızası

Gotların hikâyesi çoğunlukla erkek kahramanlar, savaşçılar ve krallar üzerinden anlatılır. Bu durum, stratejik ve güç odaklı bir tarih bilincini yansıtır. Ancak kadınların hikâyeleri —anneler, eşler, bilge kadınlar— toplumsal hafızanın demokratik damarını oluşturur. Erkek tarih yazarken sınırlar çizer; kadın, o sınırların ötesinde dayanışma kurar. Siyaset bilimi açısından bu, güç politikalarının toplumsal cinsiyetle nasıl iç içe geçtiğini gösterir. Peki, Got tarihini yeniden yazacak olsaydık, kadınların sesi hangi kelimelerde yankılanırdı?

Vatandaşlık ve Kimlik: Bir Halkın Kendisini Yeniden Kurması

Gotların Roma ile karşılaşması, modern çağın vatandaşlık tartışmalarına benzer bir sahne sunar. Roma, medeniyetin merkezidir; Gotlar ise “öteki”dir. Ancak Jordanes, bu ötekiliği politik bir kimlik olarak yeniden tanımlar. Gotlar, Roma’ya alternatif bir düzenin temsilcisidir. Böylece tarih, kimliğin yeniden doğduğu bir alan haline gelir. Bugünün siyasetinde de benzer sorular yankılanır: “Ulus kimdir?”, “Vatandaşlık kime aittir?” ve “Tarihin dışına itilen kimdir?”

Kurumsal İktidar ve Tarihin Kontrolü

Her devlet, kendi Jordanes’ini yaratır. Eğitim müfredatları, ulusal kahramanlar, anma törenleri… Bunların hepsi “modern Gotların menşei ve hayatı”dır. İdeolojik kurumlar tarihin yönünü belirler. Siyaset bilimi, bu noktada tarihin bir güç aracı olarak nasıl kullanıldığını sorgular. Jordanes’in Gotları gibi, biz de bir ulus olarak kendi geçmişimizi yeniden yazarız. Ancak bu yazım süreci, kimi zaman hakikati değil, meşruiyeti koruma refleksini taşır. Peki, tarih yazımını kim denetler?

Provokatif Bir Soru: Bizim Jordanes’imiz Kim?

Bugünün dünyasında, kim geçmişimizi anlatıyor? Devlet mi, medya mı, akademi mi? Her anlatı bir güç ilişkisini taşır. Eğer Jordanes, Gotların imajını kurtarmak için tarih yazdıysa, biz bugün kimin imajını korumak için geçmişi yeniden inşa ediyoruz? Bu soru, sadece tarihçilerin değil, her vatandaşın sorması gereken politik bir sorudur.

Gotların Hikâyesinden Modern Devlete

Jordanes’in “Gotların menşei ve hayatı” adlı eseri, bir halkın kendini yeniden var etme çabasının siyasal bir belgesidir. Gotlar Roma’nın kalıntılarından yeni bir kimlik inşa ederken, aslında modern devletin temellerini atmış olurlar. Bu bağlamda, kurumsal süreklilik ve ideolojik meşruiyet arasında kurulan ilişki, bugünün siyasal yapılarında da yaşamaya devam eder.

Sonuç: Tarihi Yeniden Yazmak, İktidarı Yeniden Tanımlamak

Gotların menşei ve hayatı kimin eseri?” sorusunun cevabı Jordanes’tir, evet. Ama daha derin bir cevap arıyorsak, asıl eser iktidarın kendisidir. Tarih, her dönemde yeniden yazılır; çünkü her iktidar, kendi geçmişine sahip çıkmak ister. Ancak gerçek siyaset bilinci, tarihi sadece okumak değil, onu yeniden yorumlamak cesaretini göstermektir.

Sonuçta, tarih bir kitap değil; bir güç oyunudur. Ve belki de sormamız gereken asıl soru şudur: Biz kimin hikâyesinde, hangi sayfada yer alıyoruz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino beylikduzu escort beylikduzu escort avcılar escort taksim escort istanbul escort şişli escort esenyurt escort gunesli escort kapalı escort şişli escort
Sitemap
cialisinstagram takipçi satın alilbet girişprop money