Neden Ağlarız? Ritüeller, Kimlikler ve Toplumsal Hafıza Üzerine Antropolojik Bir Yolculuk Giriş: Bir Antropoloğun Merakıyla Gözyaşının İzinde Kültürlerin çeşitliliğini merak eden bir antropolog olarak, beni en çok büyüleyen olgulardan biri şudur: Her kültür ağlar, ama herkes farklı şekilde ağlar. Kimi sessizce gözyaşı döker, kimi yüksek sesle ağıt yakar; kimisi ağlamayı zayıflık, kimisi ise kutsal bir arınma olarak görür. Ağlamak evrensel bir biyolojik refleks gibi görünse de, aslında derin bir kültürel anlamlar ağı içinde şekillenir. Antropoloji bize gösterir ki gözyaşı sadece tuzlu bir sıvı değil, aynı zamanda insanlığın ortak ritüellerinden biridir. Peki gerçekten, neden ağlarız? Sadece acıdan mı, yoksa kültürel kimliğimizi…
6 YorumYazar: admin
Makara Yapmak Ne Anlama Gelir? Psikolojik Bir Perspektiften İnsan Davranışının Gülümseyen Yüzü Bir Psikoloğun Merakıyla Başlayan Gözlem İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak, en basit gibi görünen eylemlerin bile aslında karmaşık psikolojik süreçleri barındırdığını fark ederiz. Günlük yaşamda sıkça duyduğumuz “makara yapmak” ifadesi de bunlardan biridir. Kimi zaman neşeli bir sohbetin ortasında, kimi zaman sosyal medyada bir paylaşıma eşlik ederken duyarız. Ama “makara yapmak” sadece şaka yapmak ya da dalga geçmek değildir; o, insanın bilişsel, duygusal ve sosyal dünyasında derin anlamlar taşır. Peki, “makara yapmak” psikolojik açıdan neyi temsil eder? Bilişsel Psikoloji Açısından Makara: Zihinsel Esneklik ve Mizahın Gücü…
Yorum BırakUyarı: Bu yazı “Kalsit suda çözünür mü?” sorusuna birden fazla pencereden bakar; kimyadan mutfağa, veri tablolarından toplumsal etkilere hızlı geçişler içerebilir. Kalsit Suda Çözünür mü? Bilimin, Yaşamın ve Toplumsal Bakışların Kesişimi Konuya farklı açılardan bakmayı seviyorum: Bir yanım “veri nerede?” diye sorarken, diğer yanım “bu bilgi hayatımıza nasıl dokunuyor?” diye merak ediyor. O yüzden gel, kalsitin suda çözünürlüğünü hem laboratuvar merceğiyle hem de gündelik yaşamın nabzıyla konuşalım. Yorumlarda da birbirimizin fikrini besleyelim; çünkü bir taşın hikâyesi, onu izleyen gözlerin çeşitliliği kadar zengin. Kısa Yanıt: “Biraz, Koşula Bağlı ve İnce İşler” Kalsit (CaCO₃) saf, nötr pH’lı suda çok az çözünür. Ancak…
Yorum BırakGüldür Güldür Show Gösterisi Ne Kadar Sürüyor? Ekonomik Bir Bakış Bir ekonomist için her şey bir “kaynak” meselesidir: zaman, emek, para ve hatta kahkaha. İnsan davranışlarını anlamak yalnızca üretim veya tüketim eğilimleriyle değil, insanların eğlenceye, dinlenmeye ve mutluluğa nasıl yatırım yaptıklarıyla da ilgilidir. Kaynakların sınırlılığı ve seçimlerin sonuçları kavramı, ekonominin olduğu kadar kültür endüstrisinin de temelini oluşturur. Bu perspektiften bakıldığında, “Güldür Güldür Show gösterisi ne kadar sürüyor?” sorusu yalnızca bir zaman sorusu değildir; aynı zamanda bir ekonomik denge sorusudur. Zaman: En Değerli Ekonomik Kaynak Güldür Güldür Show’un bir bölümü ortalama olarak 90 ila 120 dakika arasında sürmektedir. Ancak bu süre,…
8 YorumGörünmez Çocuk Kaç Bölüm? Ekonomik Perspektiften Görünmezliğin Değer Analizi Bir ekonomist için her hikâye, bir kaynak dağılımı problemidir. Kaynaklar sınırlıdır, ihtiyaçlar sonsuz. Bu yüzden her tercih, bir fırsat maliyetini beraberinde getirir. “Görünmez Çocuk” dizisini bu gözle ele almak, yalnızca bir kurgu eserini değil; aynı zamanda ekonomik davranışların, piyasa dinamiklerinin ve toplumsal refahın nasıl şekillendiğini anlamamıza yardımcı olur. Peki “Görünmez Çocuk kaç bölüm?” sorusu, sadece bir sayısal merak mı, yoksa bölümlere ayrılmış ekonomik mesajların simgesi mi? Kaynakların Sınırlılığı ve Görünmezliğin Ekonomisi Ekonominin en temel gerçeği, kıt kaynaklarla sınırsız ihtiyaçları dengeleme zorunluluğudur. Görünmez Çocuk’un hikâyesi de bu dengenin metaforik bir yansımasıdır. Görünmezlik…
Yorum BırakHat Sanatı Öğrenmek Zor mu? Bilim ve Sabır Arasındaki Zarif Denge İnsan elinin ürettiği en zarif sanat dallarından biri olan hat sanatı, sadece estetik bir ifade biçimi değil, aynı zamanda nörolojik, psikolojik ve kültürel bir olgudur. Bugün sizlerle birlikte bu sanatın zorluğunu sadece “ustalık” açısından değil, bilimsel bir mercek altında inceleyeceğiz. Çünkü hat sanatı, bir mürekkep ve kâğıt meselesi değil; beynin, kasların ve duyguların kusursuz bir uyumudur. Hat Sanatı Nedir ve Neden Zor Görünür? Hat sanatı, Arap harflerinin estetik biçimde yazılması üzerine kuruludur. Fakat onu diğer sanat dallarından ayıran şey, ritim, oran ve sabır gerektiren yapısıdır. Beyin-beden koordinasyonu açısından bakıldığında,…
Yorum BırakFenomenoloji Kim Savunur? Gerçekliğin Görünüşüne Felsefi Bir Yolculuk Bir filozofun bakışında, dünya yalnızca “olan” değildir; aynı zamanda “nasıl göründüğü”dür. Bu nedenle fenomenoloji, yalnızca bir düşünme biçimi değil, varoluşu anlama çabasıdır. İnsan, dünyayı nesneler üzerinden değil, deneyimleri aracılığıyla kavrar. O halde sormak gerekir: Fenomenoloji kim savunur? Kim, görünenin ardındaki anlamı, bilincin dünyayla kurduğu ilişkiyi savunur? Fenomenolojinin Doğuşu ve Felsefi Temeli Fenomenoloji, 20. yüzyılın başlarında Edmund Husserl’in “şeylerin kendisine dönelim” çağrısıyla şekillendi. Husserl, felsefenin asıl görevinin nesnel açıklamalar üretmek değil, bilincin dünyayı nasıl yaşadığını anlamak olduğunu savunuyordu. Bu düşünce, daha sonra Heidegger, Merleau-Ponty, Sartre gibi filozofların elinde farklı yönlere evrildi. Fenomenolojiyi savunan…
Yorum BırakDünyada Kaç Çeşit Gül Vardır? Güç İlişkileri ve Toplumsal Yapılar Üzerine Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Güller: Bir Toplumsal Yapının Sembolü Bir siyaset bilimci olarak, dünyadaki her bir yapı ve sistemin birbirine bağlı olduğuna inanırım. Sadece devletler ya da kurumlar değil, doğanın unsurları da toplumsal düzenin simgeleri olabilir. “Dünyada kaç çeşit gül vardır?” sorusu, ilk bakışta basit bir botanik sorusu gibi görünse de, aslında çok daha derin toplumsal ve politik anlamlar taşır. Güller, güç, iktidar, ideoloji ve vatandaşlık gibi toplumsal dinamiklerle iç içe geçmiş semboller olabilir. Bu yazıda, güllerin farklı çeşitlerini, toplumsal yapılarla, ideolojik düşüncelerle ve güç ilişkileriyle nasıl bağdaştırabileceğimize dair…
6 YorumHali Hazır Bitişik Mi? Dilin Derinliklerine Yolculuk Filozofik Bir Bakış: Dil ve Gerçeklik Arasındaki İnce Çizgi Dil, insanın en önemli düşünsel araçlarından biridir. Her kelime, her terim, yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda düşündüğümüz, hissettiğimiz ve var olduğumuz dünyayı anlamlandırma biçimimizdir. Diller, kelimelerin ve kuralların biçimlendirdiği bir dünyada, gerçeklik hakkında farklı algılar yaratır. Türkçede “hali hazır” ifadesi de bu tür bir dilsel detay olarak karşımıza çıkar. Ancak, “hali hazır” kelimesinin yazımı, dilbilgisel bir tartışmanın ötesine geçer. Bu küçük kelime bir dil meselesi değil, aynı zamanda bir felsefi sorudur: Hali hazır gerçekten bitişik mi olmalıdır? Dil ve düşünce arasındaki ilişkinin…
Yorum BırakGotların Menşei ve Hayatı Kimin Eseri? – Siyaset Biliminin Işığında Güç, Tarih ve Kimlik Bir siyaset bilimci olarak insanlık tarihini yalnızca savaşlar ya da hükümet biçimleriyle değil, iktidarın anlatılar üzerindeki etkisiyle anlamaya çalışırım. Tarih dediğimiz şey, çoğu zaman kazananların kaleminden yazılmış bir güç metnidir. “Gotların menşei ve hayatı kimin eseri?” sorusu da bu bağlamda yalnızca bir tarih sorusu değildir; bir iktidar sorusudur. Çünkü geçmişin kimin tarafından, hangi amaçla anlatıldığı, bugünün toplumsal düzenini şekillendiren ideolojik zemini belirler. Gotların Menşei ve Hayatı: Tarihsel Arka Plan “Gotların menşei ve hayatı” (De origine actibusque Getarum) adlı eser, 6. yüzyılda tarihçi Jordanes tarafından kaleme alınmıştır.…
4 Yorum