İçeriğe geç

Freud a göre aşk nedir

Freud Açısından Aşk

Freud’un Aşk Kavramı

Sigmund Freud, 19. yüzyıl sonlarında psikanalizi geliştiren Avusturyalı bir psikiyatristti. Freud, aşkı, insanların arzularını ve cinsel özelliklerini karşılaştırarak anlamaya yönelik bir sürecinin bir parçası olarak tanımladı. Freud, aşkı çoğu zaman “cinsel arzunun bir biçimi” olarak tanımladı ve aşkın doğal bir biçimde, bireyin arzularını ve cinsel özelliklerini arzuladığı bir kişiye yönelmesi olarak tanımladı. Freud, aşkın özellikle ergenlik döneminde şiddetli bir şekilde ortaya çıkabileceğini ifade etti.

Freud’un Aşk Teorisi

Freud, aşkın arzularının ve cinsel özelliklerinin doğal bir biçimde bir kişiye yönelmesi olarak tanımlarken, aşkın cinsel arzunun bir biçiminin bir sonucu olarak da tanımladı. Freud, cinsel arzunun iki temel biçimi olduğunu ileri sürdü:

1. Erostratus: Erostratus arzusu, bireyin kendini doyurmak için arzuladığı şeyleri (örneğin, cinsel zevk, konfor) arayışıdır.

2. Agape: Agape arzusu ise bireyin başkasını doyurmak veya ödüllendirmek için arzuladığı şeyleri aramaktır.

Freud, aşkın bu iki arzunun bir kombinasyonu olduğunu ve insanların cinsel arzularının bir kişiye karşı kombinasyonu olarak tarif etti. Freud, bu kombinasyonun sadece arzuların birleşmesinden ibaret olmadığını, aynı zamanda insanların arzularının ve cinsel özelliklerinin birbirini tamamladığını da ifade etti.

Freud Açısından Aşkın Sonuçları

Freud’a göre, aşkın sonuçları çok yönlüdür. Birincisi, aşk insanların arzularını ve cinsel özelliklerini gerçekleştirmesine yardımcı olur. İkincisi, aşk çiftler arasındaki bağı güçlendirir. Freud’a göre, aşkın güçlü bir bağ yaratması, çiftlerin karşılıklı güveni ve arkadaşlıklarını arttırır. Üçüncü olarak, aşk, insanların daha mutlu ve daha uzun ömürlü olmalarına yardımcı olur. Freud’a göre, aşk, insanların sağlıklı ilişkiler kurma ve mükemmel bir beraberlik yaşama yeteneği kazanmalarına yardımcı olur.

Freud açısından, aşk insanların arzularını ve cinsel özelliklerini birbirlerine karşı tarif etme aracıdır ve insanların karşılıklı güvenini, arkadaşlıklarını ve uzun ömürlü olmalarını arttırır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir